Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 SPORE İnceleme

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cat
GamePowerYönetici
GamePowerYönetici
Cat


Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 38
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 28/05/10
Yaş Yaş : 23
Nerden Nerden : İzmir

SPORE İnceleme Empty
MesajKonu: SPORE İnceleme   SPORE İnceleme Icon_minitimeC.tesi Mayıs 29, 2010 2:57 pm

SPORE İnceleme 2naio9g
Yaşam ilk olarak nasıl başladı, dünyamızın ilk sakinleri kimlerdi, nasıl geliştiler, neler yaptılar, evrim nedir, biz kimiz, hayat nedir? Dünya üzerinde yaşamın başlangıcı, bilim adamlarının da genelde işin içinden pek çıkamadığı, bilimin ve dinlerin durumu farklı şekillerde açıkladıkları bir olay. Tabi bu konulara burada girmeyip, incelemeye geçeyim

Will Wright, işte daha önce hiç yapılmamış bir biçimde bu konuya el atarak, yaşamın başlangıcını ve evrimi bir oyun haline getirmiş ve ortaya gerçekten muhteşem, özgün ve bir o kadar da eğlenceli bir yapım çıkmış. Bu isim size birşey ifade etmeyebilir ama aslında daha önce de enteresan bir yapıma imza atmıştı; Sims… Evet EA’nın pazarlama tarihinde durmadan liste başında olan, herhalde EA’ya en çok para kazandıran yapımlardan biri olan Sims’in yaratıcısı, yine bir bomba patlatarak Spore’u yarattı. Bakalım Spore bize yaşamın başlangıcını nasıl anlatıyor, insanlıktan önce neler olmuş, buna eğlenceli bir şekilde ve oldukça yakından göz atacağız

Giriş-Genel

Resimlerden de göreceğiniz üzere önce ana menüde grafik, ses vs. gibi ayarları yaptıktan sonra bir galaksi haritası çıkıyor ve bu haritadan bir gezegen seçip New Game diyerek oyuna giriş yapmaya hazırlanıyoruz, bu ekranda zorluk seviyesi, ilk tek hücreli canlımızın ismi (değiştirmezsek oyun her seferinde rastgele şekilde farklı bir isim atıyor), etobur mu yoksa otobur mu olacağı gibi şeyleri seçtikten sonra ara videoya geçiyoruz. Bir meteor seçtiğimiz gezegene düşüyor ve bazı parçalar suya çarpıp dağılıyorlar. İşte buradan sonrasında kontrol bize geçiyor.

Bu komik görünüşlü canlıyı mouse’umuzun sol tıklarıyla istediğimiz yere götürerek beslenmesini sağlıyoruz. Eğer baştaki ekranda etobur olmasını seçtiyseniz pembemsi renkteki parçaları ve sizden daha küçük olan canlıları yiyebiliyorsunuz. Otobur seçtiyseniz farklı bir ağız yapısı ile karşılaşıyorsunuz ve küçük yeşil tanecikleri yiyebiliyorsunuz. Tabi otobur olunca diğer canlıları yiyemiyorsunuz
Yukarıda bahsettiğim bölüm aslında Fish Frenzy adındaki ufak oyunu oynayanlara tanıdık gelecektir. Sizden küçük balıkları yiyerek git gide büyüyordunuz, onun tek hücreli hali İster etobur, ister otobur olun, beslendikçe ekranın altında gördüğünüz barı dolduruyorsunuz. Bu bar doldukça hem büyüyor hem de DNA puanı denen puanı kazanıyorsunuz. Ayrıca yüzerken etraftan yeni parçalar bulabiliyorsunuz. Veya bu parçaları saldırdığınız, yediğiniz diğer yaratıklardan da buluyorsunuz. Oyun zaten bu konuda küçük bilgiler veriyor. Daha sonra ekranın alt-orta kısmında “Cell-Mate” düğmesine basarak çiftleşmek üzere sinyal yolluyorsunuz Bu da gerçekten çok hoş yapılmış, size en yakın olan türdaşınız da sinyal yollayarak onu bulmanızı sağlıyor. Yakınına geldiğinizde ufak bir dans ve çok tatlı bir seslendirme eşliğinde yumurtluyorsunuz ve oyun aşağıdaki ekrana geçerek bu ufak yaratığınızı yeni parçalarla modifiye etmenizi sağlıyor. Spore piyasaya çıkmadan önce verilen Creature Creator’un ilk aşaması burası. Daha sonra bu menü iyice detaylı hale geliyor, bir sürü eklenti yapabiliyorsunuz.
Yaratığınızı değiştirme-geliştirme olayı gerçekten mükemmel yapılmış. Ne yaparsanız yapın, neler eklerseniz ekleyin, oyun bu konuda kesinlikle zorlanmıyor. Yani yaratıklar hayal gücünüze kalmış. Tabi ilk aşamada pek birşey yapamıyorsunuz, canlımız çok karmaşık değil. Etraftaki diğer canlılara bakarak bir sürü göz, bir sürü ağız, bir sürü savunmaya yarayan diken vs. gibi şeyleri ekleyebiliyorsunuz. Bu arada değinmek isterim ki, oyunu ilk oynadığımda etobur seçmiş olmama rağmen, öndeki ağızın yanına iki adet de otobur ağzı koyarak otları da yemeye başlayabildim. Bunu sadece gırgırına çılgınlık olsun diye denemiştim ama oyun bunu kesinlikle reddetmedi. Bu gerçekten baya iyiydi…
İleride de göstereceğim üzere oyun bu konuda size neredeyse sınırsız bir özgürlük sunuyor. İsterseniz kolları yaratığın sırtından çıkarın, isterseniz ayaklarından, saçma sapan her türlü şeyi yapabilirsiniz, örneğin ben daha önce iki ayaklı ayakta duran insanımsı modeller yaparken, 4 ayak üzerinde duran başka bir model yaptım. Ne yaparsam yapayım, her seferinde başarılı oldu. Çok dağıtmadan yine hücre kısmına ve diğer aşamalara döneyim. Oyun Hücre Aşaması olarak başlıyor demiştim, daha sonra Yaratık Evresi, Kabile Evresi, Medeniyet Evresi ve Uzay Evresi olmak üzere gittikçe gelişiyor.

Hücre Evresi
Hücre bölümü en fazla yarım saat kadar sürüyor ama onda bile büyük zevk alıyorsunuz. Aslında daha da sürse bence çok daha iyi olurmuş, burayı bıktırmamak için kısa tutmuşlar. İlk büyümeyi gerçekleştirdiğinizde bir bakıyorsunuz ki daha derinlerde sizin 10 katınız büyüklüğünde canlılar var. Bunlar size saldırmıyor ama, sadece fonda takılıyorlar. Fakat birkaç kat büyüklüğünüzde olanlar iyice büyüdüğünüzde etrafınızda cirit atıyor oluyorlar. Ve yaklaştıklarında korku filmlerindeki “dın dın dın dın” müziği gibi alarm çalıyor. Kaçmanızı tavsiye ederim… Yoksa yem olmaktan kurtulamıyorsunuz.

Sırf hücre evresinde bile birçok bulabileceğiniz parça var ve bunları değiştirerek yaratığınızı modifiye etmek gerçekten çok zevkli. Örneğin önce ufak bir kuyruk sahibiyken, zaman içinde yüzgeç benzeri yapılar, suyu emip basarak daha hızlı gitmenizi sağlayan yapılar, çeşitli ağız şekilleri vs. gibi şeyler çıkıyor. Bu evre boyunca beslene beslene işin sonuna geliyorsunuz ve artık bir evrim geçirme vaktiniz geliyor ve karaya çıkıyoruz.

Yaratık Evresi
Karada da işleyiş aslında aynı. Buradan sonrasında oyun bir strateji oyununa benzer hale geliyor. İzometrik görünüş, değişebilen kamera açıları vesaire… Burada biraz daha detaylı bir şekilde canlımızı karaya uygun hale getiriyoruz. İlk olarak yürüyebilmek için ayaklarımız oluyor. Resimlerle bunları açıklayabildiğime inanıyorum. Daha sonra omurlarımızın duruşunu ayarlayarak 2 ayaklı veya 4 ayaklı şekilde canlımızı yapabiliyoruz. Tabi aslında 3 ayaklı, 8 ayaklı falan bile yapabilirsiniz. İş tamamen sizin hayalgücünüz ve DNA puanlarınızla sınırlı. Önceden de dediğim gibi, oyun hiçbirşeyi reddetmiyor. Tam aksine, müthiş bir şekilde yaptıklarınıza ayak uyduruyor. Bu arada karaya çıkarken yükleme ekranlarında bir sürü değişik yaratık görebiliyorsunuz. Bunlar hep bu bahsi geçen Creature Creator’da yapılmış. Zaten daha önce bir demo niteliğinde sunulan bu ufak yapım sayesinde, kullanıcılar tarafından yapılıp EA’ya gönderilen milyonlarca farklı yaratık sergilenmişti. Bu sanırım herşeyi özetliyor.

Karadaki Yaratık Evresi, ilk evreye göre daha farklı. İlk evrede amacımız sadece canlı cansız varlıkları yiyerek beslenmek iken, karada diğer yaratıklara saldırabileceğimiz gibi, onlarla dostluk da kurabiliyoruz. Çeşitli yaratık türleri ve bunların düzeylerine göre, bunları avlayarak veya dost olarak bir sürü DNA puanı kazanabiliyoruz. Tabi yine ilk evredekine benzer şekilde yaratığımızı yeni bulduğumuz ve kazandığımız ekstra parçalarla değiştirip geliştirebiliyoruz. Dediğim gibi, yaratığı etobur veya otobur ya da bunların karışımı yapma imkanına her zaman sahibiz. Yaratık evresinde otobur veya hem et hem otobur olmak daha avantajlı gibi yalnız. Çünkü et için yaratıklara saldırmanız gerekebiliyor ve sahip olduğunuz ilk eklem ve organlarınızın seviyesi düşük olduğundan saldırı gücünüz çok iyi olmuyor ve ölebiliyorsunuz. Oysa diğer türlü hemen her tarafta bulunan meyvelerle beslenebilirsiniz.

Kabile Evresi

Yaratık evresinde oyun TPS(Third Person Shooter-3.Şahıs Görünümü) havasındayken, Kabile Evresi’ne geçtiğimizde biraz daha stratejiye doğru kaydığını görüyoruz. Çünkü yaratık evresinde türdaşlarımız olsa da, sağa sola saldırırken veya iletişim kurmaya çalışırken hep tek başımızayız. Kabile evresinde ise daha bi kendi türümüze sahip çıkar vaziyetteyiz Burada artık yaratık evresindeki gibi basit yuvamız yerine kulübe-baraka türevi yapılarımız var. Bir ana binamız ve ek binalar var. Bunları oyun size nasıl kuracağınızı, neler yapmanız gerektiğini ufak notlarla anlatıyor.

Diğer kabilelerle iletişime geçmek için artık şarkı söylemiyor, müzik çalıyoruz Yapacağımız bir bina ile silah üretebilirken, diğer bir bina ile de müzik aleti üretebiliyoruz. Bu aletleri birimlerimizi oluşturan yaratıklara atayıp, onları iletişim için görevlendirmiş oluyoruz. Bu aşamada diğer kabilelerle iletişim iyice matrak bir hal alıyor. Mesela daha önce yarattığım bir kabilede flüt yaptırıp, flütçüleri alıp komşu kabileye gittim. Önce tek adamla gitmiştim, yetmedi, şef zaten sizsiniz, diğer 3-4 yaratığı da alıp tekrar gittim. Yetmemesinin sebebi, diğer kabileye müzik için gittiğinizde, kafalarında 1-2 veya 3-4 tane her seferinde ayrı ayrı simgeler beliriyor. Bu sırada tek simge çıktığında sadece bir adamımız, 2 tane çıktığında 2 adamımız, 4 çıktığında 4 adamımız flütlerine üflüyorlar ve çok tatlı ve matrak şekilde müzik yapıyorlar. Adamlarınız eksikse gerekli şekilde müzik yapamıyor ve karşı kabilenin ilgisini çekemiyorsunuz

Burada da yine bu gelişmiş biçimde diğer kabilelerle iletişim kurarak veya onlara saldırarak DNA puanları kazanıp, kendimizi geliştirmeye devam edebiliyoruz. Ayrıca yine karakterlerimizin hareketleri, müzikler, kendi kendilerine hareket ederken bile yaptıkları komiklikler (birbirlerine tekme atmalar, saldırıya uğrayan bir yer yanıyorsa söndürmeye çalışmaları vb.) gerçekten çok güzel yapılmış ve oyundan kesinlikle sıkılmıyorsunuz Ayrıca aralarda size gelişmeleri gösteren sinematikler veya ara videolar da çok güzel yapılmış.

Uygarlık Evresi

Artık bu evrede ilkellikten iyice kurtulup, daha da gelişmiş hale geliyoruz. Artık değişik değişik binalarımız, yapılarımız var. Tabi ki bunları da biz kafamıza göre tasarlayıp renklendirebiliyoruz.
Şehirlerin etrafındaki maden tarzı mekanları ele geçirerek, kendimize gelir sağlıyoruz. Dediğim gibi, özellikle yaratık evresinden sonra oyun bir stratejiye dönmeye başlıyor. Sim City de diyebilirsiniz… Şehrimizin moral seviyesi var, ve çeşitli yapılar yaptıkça yükselirken, şehre iyi bakmazsak bu moral düşüyor. Artık kabile hayatından çıktığımız için, teknolojimiz de gelişmiş vaziyette tabi. Savaş aletleri yerine savaş araçlarımız var ve bunları da çok eğlenceli biçimde istediğimiz gibi tasarlayıp renklendirebiliyoruz.


Bu evrede haritadaki diğer şehirleri yönetimimiz altına almaya çalışıyoruz. Kara üzerindeki şehirlere problemsiz şekilde erişebilirken, deniz aşırı şehirlerde deniz ve hava gücü kullanmanız gerekiyor. Önceki evrelerde ekranın ortasında altta bulunan düğmeye basarak yeteneklerimize göre değişik saldırı-savunma şekilleri kullanabiliyorduk ve bunlar kullanıldığında tekrar aktif olabilmesi için belirli bir zaman geçmesi gerekiyordu. Aynı sistem bu evrede de devam ediyor ve bu sefer büyük çaplı saldırılar, büyük hasarlar için bu seçeneği kullanabiliyoruz. Yenilgiyi kabul eden şehirler, size bunu bildirerek yönetiminiz altına girdiklerini açıklıyorlar.

Ayrıca bu evrede dünyayı uzaydan görecek şekilde mouse ile yaklaşıp uzaklaşma yapabiliyoruz. Dünya üzerinde herhangi bir nokta seçerek, buraya yolculuk yapıp, saldırı düzenleyebiliyoruz. Bu bakımdan oynanışta en geniş evre bu ve sonrası oluyor. Ayrıca sanırım görsel olarak en kaliteli ve detaylı evre burası…

Uzay Evresi

Bu evrede artık iyice gelişiyor ve uzay gemisinin keşfedilmesiyle, uzayda seyahat edebilir hale geliyoruz. Bu evrede hep havadasınız, diğer gezegenlere de yolculuk yapabiliyor ve lazer silahları, ışınlama vs. gibi teknolojilere kavuşuyorsunuz. Ayrıca bazı görevleri de yerine getirmeniz gerekiyor. Yalnız bu evre belki biraz sıkıcı gelebilir, veya bana öyle geldi, çünkü tüm oyun boyunca yerde yaratıklarla binalarla vs. ile uğraşırken, birden kendinizi boşlukta hissedebilirsiniz

Kapanış

Herhangi bir sona ulaşmadan niye kapanışa geçtim? Çünkü Will Wright ve yapımcılar, oyunun “sonsuz” oynanışa sahip olduğunu belirtiyorlar. İstediğiniz gibi takılabilirsiniz. Genel mantık zaten Sims’e benzediği için, illa belirli bir sona ulaşmanız gerekmiyor. Fakat yapım kesinlikle çok özgün olmuş, bugüne kadar yapılan hiçbir oyuna benzemiyor. Türü ayırt edilemiyor Simülasyon, strateji, TPS, ne ararsanız var Ve oyunun yapısı çok kolay, ne bir kontrol zorluğu, ne bir anlama problemi, hiçbir şekilde sıkıntı çekmiyorsunuz. Herşeyi zaten mouse ile halledebiliyorsunuz. Klavyeden sadece yaratık evresinde hızlı koşmak için Shift tuşunu kullandım

Çok renkli grafikler, her detayını ayarlayabildiğiniz yaratıklar ve sadece sizin yaratıcılığınıza bakan yaratık tipleri, çok güzel müzikler, basit kontrol sistemi, zevkli oynanış, matrak hareketler ve olaylar ve bunun gibi bir sürü olumlu özelliği barındıran bir yapım olmuş SPORE. Gerçekten mükemmel. Belki tek eleştirebileceğiniz, yaratık ve kabile evresindeki eski tarz köşeli çizgifilm tarzı grafikler olabilir ama o da oyunun ana temasına çok uyduğundan, bence hiçbir problem teşkil etmiyor. Öyle muhteşem grafiklere gerek yok, zaten yaratıklar ve çevrenizdeki bina, aksesuar vs. türevi şeyler oldukça detaylı. Bir de örneğin yaratık evresinde genel özellikler bakımından çok başarılı bir karakter yaratamazsanız o evreden kurtulabilmek çok sıkıcı olabiliyor. İlk oynayışımda ne iletişim, ne de saldırı bakımından başarılı bir karakter yapmıştım, çok dikkat etmeden yaptım çünkü; ortalıkta öyle dolaştım durdum. Çok uzak yerlerde uygun yaratıklar bularak bölümün sonlarına ulaştım. Daha sonra başka bir oyunla başlayıp, karakterin birtakım özelliklerine önem verince, diğer oynayışımda daha çabuk şekilde kabile evresine geçtim. Bunların haricinde bir sıkıntı yok gibi…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gamepower.benimforum.org
 
SPORE İnceleme
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Oyun Bilgileri :: Oyun Anlatımları ve İncelemeleri-
Buraya geçin: